Türkiye’nin iklim politikalarında yeni bir dönem başlatan İklim Kanunu, karbon emisyonlarını azaltmaya yönelik önemli düzenlemeler içeriyor. Bu düzenlemeler arasında yer alan karbon vergisi ve Emisyon Ticaret Sistemi (ETS), sera gazı salımlarının maliyetlendirilmesini sağlayan iki temel araç olarak öne çıkıyor. Aşağıda bu iki mekanizmanın nasıl bir bütünlük içinde çalıştığını ve Türkiye’nin iklim hedeflerine nasıl hizmet ettiğini beş başlıkta inceleyebilirsiniz.
1. İklim Kanunu’nun Amacı ve Stratejik Önemi
Yeni İklim Kanunu’nun temel amacı; net sıfır emisyon ve yeşil büyüme vizyonu çerçevesinde iklim değişikliğiyle mücadele etmektir. Kanun; sera gazı emisyonlarının azaltılması, uyum politikaları, finansal mekanizmalar, denetim sistemleri ve kurumsal yapı gibi çok boyutlu alanları kapsamaktadır. Bu yönüyle, Türkiye’nin ulusal katkı beyanı (NDC) taahhütlerini yerine getirebilmesi için güçlü bir hukuki zemin sunmaktadır.
2. Karbon Vergisi Nedir? Kanundaki Yeri Nasıldır?
Karbon vergisi, fosil yakıt kullanımı ve sanayi faaliyetleri sonucunda ortaya çıkan karbon salımlarına ekonomik bir bedel yüklemeyi amaçlar. İklim Kanunu’nun 2. maddesinde geçen “karbon fiyatlandırma araçları” ifadesi, ETS’ye ek olarak karbon esaslı vergilerin de hukuki dayanağını oluşturmaktadır. Bu çerçevede karbon vergisi, Kanun’da öngörülen fiyatlandırma stratejilerinin bir parçasıdır.
3. Emisyon Ticaret Sistemi ile Karbon Vergisinin Uyumlu Kullanımı
Kanun’un 9. maddesi kapsamında kurulan Emisyon Ticaret Sistemi (ETS), sera gazı emisyonlarını sınırlandırmayı ve ticarete konu etmeyi amaçlar. ETS ile karbon vergisi aynı hedefe farklı araçlarla ulaşır. ETS, sınırlandırılmış emisyon hakkı tahsisi ile çalışırken; karbon vergisi, doğrudan fiyatlandırma yapar. İklim Kanunu her iki yöntemin birlikte ya da dönüşümlü kullanılmasına olanak tanımaktadır.
4. Karbon Vergisi Gelirlerinin Kullanımı ve Finansal Şeffaflık
Kanunun 12. maddesi, ETS ve karbon vergisi gelirlerinin “iklim değişikliğiyle mücadeleye özel gelir” olarak kaydedileceğini düzenler. Bu gelirler yalnızca yeşil dönüşüm, karbon azaltımı projeleri, sıfır atık uygulamaları ve adil geçiş politikaları için kullanılabilir. Böylece karbon vergisi, hem çevresel hem ekonomik fayda sağlamayı amaçlayan bir araç haline gelir.
5. Kurumsal Altyapı ve Uygulama Araçlarının Güçlendirilmesi
Kanun, karbon fiyatlandırması politikalarının uygulanmasında İklim Değişikliği Başkanlığı’nı yetkili kılmakta, aynı zamanda karbon kredilendirme sistemi, gönüllü karbon piyasaları, emisyon izni, karbon yutak alanları gibi birçok uygulamayı kurumsallaştırmaktadır. Bu sistem, karbon vergisinin doğru ve denetlenebilir bir şekilde uygulanmasına zemin hazırlar.
Sonuç
Yeni İklim Kanunu, Türkiye’nin sera gazı emisyonlarını azaltma, yeşil ekonomi dönüşümünü hızlandırma ve uluslararası karbon piyasalarında etkin rol alma hedeflerine doğrudan katkı sağlayacak şekilde tasarlanmıştır. Karbon vergisi, bu sürecin önemli bir bileşeni olarak Kanun’un içinde yer almakta ve emisyonları kontrol altına almak için güçlü bir politika aracı olarak öne çıkmaktadır.